Monday, June 18, 2007

Prince of Persia Classic

Yaklaşık 28 yıl önce saf stresi eglence haline ceviren, bize sırf kılıç kullanmak dışında uzun boşluklardan atlamayı öğreten, zamanın önemini kavratmayı başaran bir oyun vardı hani. Arkadaş veya kuzen ile bir Apple; olmadı Amiga 500'ün karşısına geçip "Sen öldün sıra bende. Ver bakayım o klavyeyi." nidaları arasında oynanan, o bir türlü bitirilemeyen oyundu Prince of Persia. Jaffar tarafından kaçırılan prensesi kurtarmak için sadece 1 saat, 3 tane hak ve 14 bölümü karşımıza fırlatan acımasız ama bağımlılık yapan oyunun karakter animasyonları da göz doldurucuydu. Zamanının ilk hareket yakalama teknolojisiyle yapılan oyunlardan da biri olan PoP, gerçek bir klasikti. Zaman zaman gaza gelip "Hadi bir emulatör yükleyeyim de PoP oynayayim." diyenler ve de yapanlar olmuştur kesinlikle. Fakat bir Xbox 360'ınız varsa, birde PoP hastasıysanız size mükemmel bir haberim var. Ubisoft ve Gameloft işbirliğiyle, yeni nesil konsol grafikleriyle ve artılarıyla PoP yeniden yapıldı. O atmosferi ve oynanışı korunarak, birazcık da cilalanarak Prince of Persia yine karşımızda!



Oyun geçtiğimiz Çarşamba günü Xbox Live üzerinden 800 puanla satışa sunulduğu anda indirdim, kapımı ve de müziğimi kapattım. Hatırlarsanız orjinal oyun da müzik içermiyordu. Herhangi bir eksisi var mıydı? Hayır tabiki. 60 mblik oyun iniverdiği anda acayip bir heyecana kapıldım. Acaba beni o eski günlere geri götürebilecek, o stresi yaşatabilecek miydi?

Ana menüde puan tablosu ve tek kişilik oyun seçeneğinden başka bizi ilgilendiren birşey yok. Tek kişilik oyuna girdiğimizde, normal "Git ve Prensesi kurtar", zamana karşı ve survival seçenekleri karşımıza çıkıyor. Zamana karşı oynarken bölümlerde harcadığınız zaman rekorlara geçiyor ve onları kırmaya çalışıyorsunuz. Hayatta kalma modu olan Survival'da ise normal oyunu sadece tek bir canla oynuyorsunuz. Açıkça o modu seçmeye tenezzül etmediğimi söyleyeyim. Bir kaç yıl oynadıktan sonra belki. Oyuna normal modla başladım. Hemen o ilk demonun yeni versiyonu karşıma çıktı. Jaffar, Prensesin yanında, ona evlenme teklif ediyor. Prenses istemeyince de yanında sadece bir saatlik yaşamı olan bir kum saati dikiveriyor. Prenses eğer bu bir saat içinde Jaffar'la evlenmeyi kabul etmezse ne oluyor siz düşünün. Evet, ne yazıkki onu kurtarmak için sadece bir saatimiz var. Oyun başladığında ilk farkettiğim ve gözlerimi dolduran şey bölümlerin bire bir aynı oluşu idi. E tabi ki de öyle olacaktı. Hemen hatırladığım kadarı ile aşağıdan devam ettim. Karakter animasyonları o ilk oyun kadar etkileyici. Koşmadan yuvarlanmaya geçişler, zıplayışlar, atlayışlar... Hepsi kusursuz. Grafikler 50 mb'lik bir oyuna göre gerçekten şahane. Kaplamalar gayet yerinde kalitede. HDR efekti de had safhada kullanılmış. Yanlız o ilk oyunun depresif renklerini hatırlarsınız. Bu oyun birazcık daha neşeli diyebilirim. Eski oyundaki on renkten ziyade, resmen gözlere şenlik.

Yaklaşık 27 yıldır bekleyen prensimiz bir değişmiş bir değişmiş. O beyazlar içindeki prensimiz kas yapmış, üstünü çıkarmış. Güneş altında koşmaktan saçlarıda biraz kararmış hani. Bir nevi şu son yeni çıkan PoP oyunlarındaki prense dönmüş arkadaşımız. Jaffar ve Prenses aynı kalmışlar. Bu zaman içinde tipine kadar prensimizin hareketlerine de yenilikler gelmiş. Matrix hesabı duvara tekme atıp arkadasındaki çıkıntıya tutunmalar, ters taklalar atmalar... Eski oynanışı baltalamıyor, hatta hoş olmuş diyebilirim.

Atletik hareketler kadar kılıç dövüşlerinde de yeni birşeyler var. Malum konsolumuz bayağı yeni, niye tüm nimetlerini kullanmayalım? Zorluk olarak hafif bir kolaylaşma hissetsemde aldığım yeni tatlar yüzünden pek üzülmedim doğrusu. Mesela artık kılıcımız düşmanımızınkiyle kitlenebiliyor. O anda yapmamız gereken X tuşuna inanılmaz hızlarda basıp çekmek. Düşmanımızın kıyafeti ne kadar çatafatlıysa bu basıp çekme hızımızda o kadar fazla olmak zorunda. Atak karşılama tuşuna (B) bastığımız anda ise zaman yavaşlıyor, sesler bir anda boğuklaşıyor. Tüm hareketler yavaşladığı için artık bir saniyeliğine düşmanımız açık veriyor mu, bu bloktan sonra saldırıya müsait mi gibi ipuçlarına sahip olabiliyoruz. Çok iddialı ve riskli olan bu efekti gayet yerinde ve haddinde kullanmışlar.

Oyunda yine karşımıza çıkan güçlü askerler aynı yerlerde. Zorlukları çok hafif bir şekilde azaltılmış halde. Biliyorsunuz eski oyun resmen bitmiyordu çünkü. "Her oyun bitmeli" mantığıyla buna da el atılmış. Bize verilen 1 saat dolsada dolmasada prensesi kurtalabiliyoruz artık. Çünkü ilk sefer oynayanların oyunu bu kadar kısa süre içinde bitirmeleri birazcık zor.



Artık bölümlerin belli yerlerinde checkpoint'ler var. Ölürsek ister o checkpointten, ister bölümün başından başlayabiliyoruz. Yanlız checkpointten başlarsak, ölmeden önce harcadığımız zaman bize geri verilmiyor, sayaç kaldığı yerden geri saymaya devam ediyor. Eğer bölümün başından başlamak isterseniz bir daha düşünün derim. Çünkü seçeneğe girdiğimiz anda bir daha en son geçtiğimiz checkpointten başlama hakkımız siliniyor. Bundan sonra tek çare tekrar oraya kadar gelmek.

Gerçekten çok başarılı ve haz verici bulduğum bu yeni yapıt, adının ve prensimizin asilliğini korur nitelikte. Yanlızca Xbox Live üzerinden satın alınabildiği için çoğu banlanan Türk PoP fanlarını üzeceği kesin. Açıkçası oyun, piyasada olan bir sürü Xbox 360 oyunundan çok daha iyi. Banlanmayan oyuncu arkadaşlarıma verecekleri 14 YTL'ye kesinlikle pişman olmayacaklarını garanti ediyorum.

Haber : http://www.trgamer.com/yazi.asp?id=2373

No comments:

Post a Comment